‘Az’a Tamah Etmeyen ‘Çok’ u Hiç Bulamaz

Bizi bize kırdıran, bizi bize hedef eden anlaşılamamış biz söz içinde boğulmak. Bu yazım Müslümanlara… Müslümanım diyenlere…

Kula yazılan bir ameldir aza tamah etmek ve sabretmek, bunu devlet seviyesine kimler çıkarmıştır? Neden devletimiz ve bizden dediğimiz devletlerimiz aza tamah etmektedirler? Dönemimiz Müslümanlar için büyük bir hataya sürükleyen anlayış içerisinde elimizden kayıp gitmektedir. Bunun ilk örneği bahsedilemeyen tarihte İngiltere’ nin cihad öğretisinin Türkiye içerisinde tekrar hortlamasını istememesiyle başladı. Hortlamamalıydı çünkü cihad onlar için hortlaktı…

Müslümanların başka topraklara yönelmesinin önü haçlı ittifakının Müslüman görünümlü hocalarıyla kesildi. Biz hoş görülü olmalıydık, biz tanınan haklarla idare etmeliydik. Peki biz yağında kavrulan ruhsuzlar olmuşken onlar neler yaptı?

Amerikan Rüyası

Hiç durmadan silah üreten, geliştiren ve satan 50 federe devletten oluşan dünyanın sorun merkezi Amerika. Vatandaşlarına müstakil evler altı silindirli arabalar ve dünyanın her yerinde dokunulmaz kişiler duygusunu yaşatan yapı. Savaşların çoğunu hayallerinden vazgeçmeyeceklerini belirterek çıkarmaktalar. Modern sömürülerin tamamı ellerinde bir geziyle 500 Milyar dolarlık silah satışı yapabilmekteler.

Üzerinde Güneş Batmayan Ülke İngiltere

Çoğumu işaret ve orta parmağımızla yapılan harekete “zafer işareti” deriz. Bu kraliçeye bağlılığın simgesi ve Victoria nın baş harfi V’ dir. Özellikle Müslümanlar arasında yaygın olan bu hareket İngiltereyi ne kadar içimize sindirdiğimizi gösterir. Peki biz aza tamah ederken krallıkta durum neydi? Kraliçe 2. Elizabeth Solomon Adaları, Kanada, Belize, Avustralya,  Jamaika, Barbados, Bahama Adaları, Grenada, Papua Yeni Gine,  Tuvalu, Saint Lucia, Yeni Zelanda, Saint Vincent ve Grenadinler,  Antigua ve Barbuda, Saint Kitts ve Nevis, Fiji’ nin kraliçesidir. Bunların dışında İngiltere’ ye  Anguilla, Turks ve Caicos Adaları, Britanya Virjin Adaları,  Bermuda, Güney Georgia ve Güney Sandwich Adaları, Ascension Adası, Pitcairn Adaları, Montserat, Falkland Adaları, Cayman Adaları, Tristan da Cunha,  Britanya Hint Okyanusu Toprakları, Britanya Antarktika Toprakları, Jersey, Saint Helena, Man Adası, Sark, Herm ve Guernsey bağlıdır. Hindistan’ ı 1947′ de terk ettiğini duyurmuştur.

Sömürge Düzenine Son Veren Medeni Fransızlar

Başlık inandırıcı olmasa da gerçek bu Fransa içten bir samimiyetle sömürgelere son vermişti. 1958 yılına kadar sömürdüğü Afrika ülkelerinin bağımsızlığı kazanmasından sonra sömürüye son veren Fransa’nın küçük oyunu vergilendirmeyle ortaya çıkmakta. Afrika’ da ki 14 ülkeden yıllık tam 500 milyar dolar sömürge vergisi adı altında para alan Fransa’ nın kanını emdiği ülkeler  Çad, Burkina Faso, Gine, Fildişi Sahili, Mali, Gabon,  Senegal,  Kamerun,   Benin, Kongo, Togo, Ekvator Ginesi, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Nijer!

Örnekleri arttırmak çok kolay. Rusya’ ya girmiyorum bile. Bize tamah kültürü öğretilirken dünyada sülük görevi gören bu devletler kan emmeye devam etmekteler.

Peki asıl hak sahibi olan kim?

“Allah / Rabbim yeryüzünü benim için -her tarafı görünür şekilde- dürüp topladı. Onun hem doğu taraflarını hem batı taraflarını gördüm. Muhakkak ki, benim ümmetimin mülkü / hükümranlığı bana dürülüp toplanan (gösterilen) yerlere kadar ulaşır.”(Müslim, Fiten, 19; Ebu Davud, Fiten,1; Tirmizî, Fiten,14)

Hükümranlık bize verilmiştir. Efendimiz (s.a.v.)’ in ümmetine müjdesi de bu yöndedir. 150 yıldır yaşanan kesintinin nedeni hangi unutulmuşluklar olabilirdi ki? Yaşananların görünen yüzü 150 yıl kadar geriye gitse de haç ile hilal’ in savaşı dinlerin savaşı değil iyi ve kötünün savaşı olarak çok daha eskiye dayanmaktadır. Fedailerimizle içlerine girdiğimiz küfür cephesini lime lime ederken unutulan cihat, unutulan ahiret ile gittikçe geriye düştük. Biz savaşlara bulaşmamaya çalışırken batıl davalar uğruna savaşanlar içimize sızıp ömürlerini İslam ile savaşma yolunda heba ettiler. Zamanla kazanmaya başladılar ve gardımızın düştüğü günlerde Allah’ ın dini kendini muhafaza ve müdafaa ederek bizi utançlara sürükledi. Küfür cephesinin köklü tarikatları ve cemaatleri işlevsellik kazanırken bizim yılların kazanımı olan yapılarımız iflas etmeye taraftar bulamamaya başladı.

(“Allah, içinizden iman edip makbul ve güzel işler işleyenlere kesin olarak vaad buyurur ki: Daha önce (ki ümmetlerde) müminleri dünyada hakim kıldığı gibi kendilerini de hakim kılacak, kendileri için beğenip seçtiği İslâm dinini tatbik etme gücü verecek ve yaşadıkları korkulu dönemin arkasından, kendilerini tam bir güvene erdirecektir. Çünkü onlar, yalnız bana ibadet edip hiçbir şeyi bana şerik yapmazlar. Artık bundan sonra kim küfrana saparsa, işte onlar yoldan çıkıp Allah’a karşı gelmiş olurlar.”(Nur, 24/55))

Onlar gerçekten tuzaklarını kurmuşlardı. Tuzakları yüzünden dağlar yerinden oynayacak olsa bile, tuzakları Allah katındadır (Allah, onu bilir). İbrahim Suresi 46. Ayet

Ayet’ in bize yıllar önce haber ettiği güce ulaşan küfür cephesini hüsrana uğratacak olan tazelenen imanımızdır. Osmanoğullarının askerleri harp dinletilerinin içerisinde kendilerinden “Çifte Yürekli” olarak bahsetmelerinin manasını bir büyüğümden iki dünyada atan kalplerinin olması şeklinde dinlemiştim. Yer ordularında şehadete erince gök ordularında çarpışmaya devam edeceklerini bilmelerine çifte yürek denmişti. Ve ölüm ellerinde ölmüştü.

Güçte Vahdet

Tüm dünya Müslümanlarına ulaşmak ve sahipsiz olmadıklarını hissettirmek ile ulaşılacak olan amaç güçte vahdet prensibini gerçekleştirmemizi sağlar. İslamda güçte vahdetin karşılığı yakın zamanda kaldırılan papanın rakibi Halifedir! Gün imkanları el vermemekte ise bu mana kişiye değil arzı kapsayacak bir kuruma yüklenmeli ve bu kurum her yönden güçlendirilmelidir.

Teşkilatta Zerre

629 Yılında yaşanan mute savaşında zor zaman teşkilatlanmasını Efendimiz (s.a.v.) ‘ in dilinden “şayet muharebede Zeyd şehîd olursa, kumandayı Ca’fer alsın. Ca’fer de şehid düşerse kararlaştıracağınız birisi komutayı alsın” şeklinde öğreniyoruz. Teşkilatta zerre olmak büyük kitlelerin en küçük parçalardan oluşmasını ve kişiye değil davaya bağlı kalarak kırılan filizler yerine yeni başlar ve sürgünler vermeyi ifade etmektedir.

Sayfiye Neresidir?

Dinlenmek, huzur bulmak, biraz güneşlenmek ve şehrin karmaşasından dünyanın dertlerinden uzaklaşmak. Dilimize sayfiye kelimesi olarak geçip yazlığa dönüşen, yaz ve kış ayrımını ortadan kaldırıp fırsatını bulduğumuz her dönemde kaçmamıza hak tanıyan bir kültürün tanımıdır sayfiye. Müslüman için sayfiye neresidir?

Dört şeyi dört yere bırakın;uyumayı kabre.rahatı sırat köprüsüne.övünmeyi mizana.arzu ve istekleri cennete. Hz. Ebubekir (R.a.)

Bu sanıyorum ki yeterli cevaptır. Hristiyanlar gün doğmadan uyanıp tükenene kadar çalışırken bizim rahat yüzü görmek için kabri, sırat köprüsünü, mizanı ve cenneti beklememiz gerekmektedir.

Kimlere Kılıçlık Düştü Kimler Kalkandı?

Her millet ve kavim üzerine düşen bir kader vardır. Dünya denizinde zulme uğrayanlar ve intikama mazhar olanlar. Bizlere perde ve koruma olanlar zulme uğrayanlarımızdır. Onlar bizim kalkanlarımız, bize kafirin elini uzattırmayan dikenli güllerimizdir. Sayelerinde kazandığımız zamanı ve ferahı onların intikamı için kullanmaz, küfrü kesecek kılıç olmazsak vebal kimedir? Abd ötelerden gelip Suriyeyi yakarken biz sessiz kalırsak çekilen çile ve verilen şehit haklarını ödemek nasıl nasip olur?

Kafir Doğası (Cennet Kılıçların Gölgesi Altındadır)

Her vurduğumuzda zayıflayıp uslanan, usandığımız da güçlenip saldıran arsız bir düşman. Bizim cihattan vazgeçmemizi dört gözle bekleyen Amerika’ nın her saldırımız da yola gelir tavrının açıklamasıdır bu satırlar. Düşmana zırhsız yalın kılıç saldıranları, azabları, serdengeçtileri, delileri ve akıncıları unutuşumuzun sarsıntılarıdır bu günler. Ne zaman ki şehitleri öldü sandık o gün bir adım geri düştük.

Dertlerimizin Şifası Nerededir

Dertlerimizin şifası bizim olana tekrar göz dikmekten geçmektedir. Yunana verdiğimiz adaları geri almakta, Akdeniz’i ve Karadeniz’i göl etmekte, okyanus kıyılarına varmakta ve dikilmiş olan heykeller ile kuleleri yıkıp Allah (c.c.) nizamını egemen kılmaktadır. İ’lây-ı kelimetullah için nizâm-ı âlem sözünü sözde bırakmayarak, her milleti kendi kültürü içinde zulümden ve haramdan uzaklaştırarak huzura kavuşturmaktır şifa. Efendimiz (s.a.v) gibi kullukta tamahı devletlikte sınırlanmamayı bilmektir. Çoğu kişinin yapamadığı, bir yandan tamah denirken diğer yandan neden zenginlik için mücadele denmesinin özetidir bu ayrım. Müslümanların en güzellerini haketmesinin sebebidir cihatlar. Güzel olanı bölüşmeyi en iyi Müslümanın bilmesinin sebebidir cihatlar. Bizlere barbar, terörist diyenlerin medeniyet beşiği Endülüs’ te kadınlara neler yaptıklarını okuyun, Cezayir’ de yaşananlara, Ermeni zulmüne, Yunan işgaline bakın… İntikamınız dindi mi ?

Vazgeçmek

Yüreğe ağır gelen bir sınavı geçmek gibi her şeyden vazgeçebilmek. Dünyanın her nimetinden vazgeçip, dünya mücadelesinde kavileşmek. Her gece başımızı yastığa koyduğumuzda Râbıtalardan Mevt’ i seçmek. Ele düşen nimetlere şükredip tamah ederken, küfre karşı sonu olmayan bir nehir gibi akmak vazgeçmek. Askerde başkaları ağlayıp ameliyatlarla kaçarken ateşin içine elini sokmak, herkesten daha çok severken aileni her ayrılışta “BİR DAHA KAVUŞAMAZSAK, CENNETTE BULUŞURUZ” diyebilmek, gurbet çekip sadece seslerini duyabilmeye tamah etmek… Evlat büyütüp İslam için, Vatan için toprağa koyup hayaline tamah etmek… Eşini kaybetmeyi göze alıp sırtını okşamak cihadında cesaretlendirip çocuksuz yalnız yaşlanmak tamah etmek… Abisiz, kardeşsiz kalıp onun yolunda gitmek tamah etmek… İşte tamah etmenin böylesi vazgeçmek…

TurgayCüneyt

2 YORUMLAR

Anonim için bir cevap yazın İptal

Please enter your comment!
Please enter your name here